понедельник, 30 декабря 2013 г.

пятница, 27 декабря 2013 г.

Ayvalı kereviz sepeti

Zeytinyağlı yemekler her zaman favorilerimiz arasında. Hem de tam mevsimlik, ayvalı ve havuçlu, nar sulu ve tanecikli kereviz sepeti yapmaya ne dersiniz? İşte tarifimiz:

Ayvalı kereviz sepeti:



Malzemeler (4 kişilik):

4 tane orta boy kereviz (ortasını kaşıkla alıyoruz, kerevizlerin üzerine kararmasın diye limon suyu sıkıyoruz)
2 ayva
2 havuç
5-6 arpacık soğan
yarım bardak nar suyu
yarım çay bardağı zeytin yağı
1 yemek kaşık limon suyu
1 küp şeker
tuz

1) Ayvaların kabuklardan soyduktan sonra kuşbaşı şekilde kesiyoruz. Havuç ve soğanın kabukları soyuyoruz. Geniş tavada kereviz çanakları yerleştiriyoruz, yanına da ayvayı , havucu, soğanı da. Sebzelerin üzerine zeytinyağını gezdiriyoruz, tuz ve şeker, nar suyu ve suyu ekliyoruz. Tavanın kapağını kapatıp sebzeleri pişiriyoruz.

2) Pişmiş sebzeler soğuduktan sonra kereviz çanaklarına dolduruyoruz. Servis ederken kereviz sepetleri nar tanelerle ve taze kereviz yapraklarla süslüyoruz. Afiyet olsun! 

среда, 25 декабря 2013 г.

Karidesli kremalı makarna

Merhabalar, sizler karidesli tarifleri severmisiniz? Son derecede pratik ve hızlı oluyorlar, özellikle zaman az olan insanlar, öğrenciler bu tarifinden faydalanabilir.
Bizler Kadıköy çarşıda, pazarlarda taze karides bulunca, buharda pişirip soyarız ve buzlukta stoklarız. Sonra ise ister salataya, ister spagetti domatesli acılı soslara, ister mezelik hazırlarız. Bu tarifinde yumuşak kremalı tat karideslerle çok güzel uyum içinde, yeşil dereotu tazelik veriyor. Gelelim tarifimize:

Malzemeler:

1 paket makarna (herhangi sevdiğiniz türlerinden)
200 gr dondurulmuş karides
2 çorba kaşığı tereyağı
dereotu
1 kutu (200 ml) krema

Makarnayı hafif diri kalsın, al dente şekilde pişiriyoruz.  Makarnalar pişerken tereyağında karidesleri çeviriyoruz, sonra kremayı ekleyip, hazır olan makarnalarla karıştırıyoruz. Sıcak olarak servis yapıyoruz Afiyet olsun!

вторник, 24 декабря 2013 г.

Zeytinyağlı kuru börülce salatası

Merhabalar dostlar,

Yılbaşına az kaldı, menü'ye nasıl bir salata eklesem diye belki de düşünüyorsanız. Güzelce bir sofra kuracağım diye planlamaya başlamışsınız. Sizlere bir farklı salata tarifini paylaşıyorum. Hafif ekşili, hafif yakıcı, mis gibi kekik kokulu, tadı tuzu yerinde.

Zeytinyağlı kuru börülce salatası



Malzeme, 6-7 kişi için:

2 su bardağı küçük kuru börülce (akşamdan suya koyuyoruz, sabah kaynatıyoruz, haşlıyoruz)
1 dolmalık kırmızı biber (ince şeritler şekilde kesilmiş)
birer kaşığı toz şeker ve kekik
3 diş ezilmiş sarımsak
2 çorba kaşığı nar ekşisi
4 çorba kaşığı zeytinyağı
birkaç tane kuru domates (ince kesilmiş)
10 dal maydanoz (ince kıyılmış)
tuz, karabiber, pul biber


Derin salata kaseye Haşlanmış ve suyu süzülmüş börülceyi koyuyoruz, üzerine şeritler kesilmiş kırmızı dolmalık biber ve diğer malzemeler ve baharatlar ekliyoruz. Salatayı karıştırdıktan sonra kabını streç filmle bağlıyoruz ve buzdolabın içinde 1-2 saat bekletiyoruz. Afiyet olsun!

понедельник, 23 декабря 2013 г.

Çikolatalı milföy

''Misafir kapıda'' tariflerden. Çocuklar da çok sever. Evde her zaman buzlukta milföy ve dolapta herhangi çikolata türlerinden bulunduralım. Bir de pudra şekeri. Tarifi çok kolay: milföy yaprakları yumuşamaya bırakıyoruz. Çikolatayı parçalıyoruz. Her milföy içine çikolata parçasını yerleştiriyoruz, üçgen şekilde kapatıyoruz ve kenarında hamur kesici ile geçiyoruz. Böylece kenarlar daha iyi bağlanmış olur.


Milföyler 200 derece ısınmış fırına koyuyoruz ve pişmesini bekliyoruz. Hazır üçgenlere pudra şekeri serpiştiriyoruz. Afiyet olsun! 

четверг, 19 декабря 2013 г.

Kerevizli sebze çorbası

Bu çorbasının adı ''Şifa Çorbası'' da olabilir aslında :) Malzeme listeye bakıp anlayabilirsiniz neden. Karnabahar veya kereviz yemeyen çocuklara bu faydalı sebzeleri bu şekilde yedirebilirsiniz.

4 kişilik için:

2 orta boy kereviz
2  patates
2 havuç
5-6 çiçek brokoli
4-5 çiçek karnabahar
1-2 dal kereviz sapı
1 domates
2 diş sarımsak
1 soğan
5-6 bu bardağı su, tuz

Üzerine: 1 çorba kaşığı tereyağı
pulbiber (büyükler için)


Kereviz, havuç, patatesin kabukları soyduktan sonra, sebzeleri yıkıyoruz ve küp seklinde kesiyoruz. Brokoli ve karnabahar çiçekleri, kereviz sapları iyice yıkıyoruz. Soğanı ve sarımsakları temizledikten sonra ince kesiyoruz. Tencerede az miktar zeytinyağında soğan ve sarımsak pembeştiriyoruz, sonra tüm sebzeleri ekliyoruz, su ve tuz kattıktan sonra sebzeleri pişmeye bırakıyoruz. Pişmiş çorbayı blenderden geçiriyoruz.
Terbiye için tereyağında pul biberi ısıtıyoruz ve çorba üzerine gezdiriyoruz. Afiyet olsun!  

вторник, 17 декабря 2013 г.

Ramazan Pidesi

Benim Ramazan Pidesi şans ve şansızlık sonuncu olarak ortaya çıktı. Neden şansızlık, çünkü tam ekmek makinaya tüm malzemeler koyduktan sonra, makinem çalışmadı, bozuldu. Ne yapalım, oluyor bazen böyle aksilikler. Bu hamurdan ne yapsak diye düşündüm, ilk aklıma gelen - Ramazan Pidesi idi. Hamuru yaptıktan sonra, dinlendirmeye bırakıyoruz, üstünü örtüyoruz, kabını sıcak yere yerleştiriyoruz. Hamur kabardıktan sonra Ramazan Pidesinin şeklini veriyoruz, üzerine yumurta sarısı sürdükten sonra susam ve çörek otu serpiştiriyoruz. 180 dereceye ısıtılmış fırına Pideyi yerleştiriyoruz ve pide pişmesine, üstü kızarmasına bekliyoruz. İşte karşınızda Ramazan Pidesi. Afiyet olsun!


Ramazan Pidesi malzemeleri
   700 gr ekmek unu
   10 gr kuru maya
   2 yemek kaşığı zeytinyağı
   1.5 tatlı kaşığı tuz
   1 su bardağı ılık su
   Yarım su bardağı ılık su
   1 çay kaşığı toz şeker
Üzeri için
Yumurta sarısı
   Çörek otu, susam



понедельник, 16 декабря 2013 г.

Çikolatalı kek

Kış aylara gelince insanlar içini ısıtacak sıcak çay, kahve veya salep gibi içeceklerini daha çok ihtiyaç duyuyorlar. Yanına da mis kokulu çikolatalı kek olsun ne dersiniz? Ben kekleri ılıkken severim, tadı kokusunu daha yoğun, daha iyi gösteriyorlar gibi. Evimizdeki klasik çikolatalı kek tarifi paylaşıyorum. Hamuruna ister damla çikolataları, ister  meşhur Sultaniye çekirdeksiz kuru üzümü katabilirsiniz.

2 yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı süt
yarım su bardağı zeytinyağı
un (ne kadar alırsa, hamur cıvık değil, yavaşça akıcı olmalı)
vanilya
kabartma tuzu
3 yemek kaşığı kakao tozu

Üzeri için: pudra şekeri











Tüm bu malzemeleri iyice çırptıktan sonra yağlanmış kek kabına (veya muffin kaplarına) döküyoruz. Muffin kaplarına hamuru paylaşırken hamur kabarma payı da unutmayalım. Önceden ısıtılmış fırında 180 derecede pişiriyoruz. Hazır keklere pudra şekeri döküp servise sunuyoruz. Afiyet olsun!

Kabak Tatlısı

Kabak tatlısının yapımında bence en önemli şey - düzgün bir kabak bulmak. Eti turuncu olmalı, taze kokulu, çiğ yerken tadı da havuca benzemeli. Türkiye'de aradığımı buldum.  Aşağıdaki fotoda böyle kabak çeşidini görebilirsiniz:


Bu kabakların başka avantaji da- üst kısmı tamamen çekirdeksiz, çekirdekler altta, kabağı kestikten sonra kurutun ve çocuklara yedirin, okula giden özellikle (parazitlerden korur).

Biz böyle bir kabağı Akhisar yolunda aldık, yol kenarında köylüler satıyor yerli meyve-sebzeleri. Görünce çok sevindim, keşke de daha çok alsaydık diye düşündüm sonrada, kolay bozulmuyor çünkü. Serin yerde kış boyu dayanır.
Geçen de eşim aynisini bizim pazarında buldu, bir kabak tekerliği aldı. Bu kabak parçasından tam bir tencere kabak tatlısının çıkıyor.



Yapımı da böyle:
Balkabağımızı güzelce temizliyoruz, küp şekilde kesiyoruz (çok büyük olmasın, kabaklar o zaman lokum gibi tatlı, her taraf karamelize oluyor). Tenceredeki kabaklara kar gibi yağmış toz şekerleri serpiştiriyoruz. Biraz da su (bir bardak kadar). Ocağı açıyoruz ve kabakları her tarafta şuruba bulaştırıp pişiriyoruz. Hazır kıvamına gelincekendiniz farkedeceksiniz. Soğumuş kabakları tabağa alıyoruz, kırık cevizlerle süsleyip servis ediyoruz. 
Ek bir tat vermek istersiniz ise, o zaman birkaç tane karanfil veya bir çubuk tarçın  pişen kabaklara ekleyebilirsiniz.

Afiyet olsun!

суббота, 14 декабря 2013 г.

Özbek Pilavı

Hayatta ilk defa Özbek pilavı yapmayı denedim. Arkadaşlarımızın nefis sofrasında yedik, çok da beğendik, ellerine sağlık, hayran kaldık.
Şimdi de güzel yöresel yemeklerden, Özbek pilavın tarifini paylaşalım sizlerle.

Özbek Pilavı:

yarım kilo kuşbaşı koyun eti
3 su bardağı baldo pirinç
3 adet havuç
 1 yemek kaşığı salça
1 adet soğan
1 kahve fincanı sıvı yağ
3 yemek kaşığı tereyağı
1 çay kaşığı kimyon ve tarçın
birkaç diş sarımsak





Pirincin üzerine kaynar su döküp ıslatıyoruz. Sıvı yağ kızdırıp içine küçük doğranmış soğanları ilave ediyoruz. Soğan pembeleşince etleri ekliyoruz. Eti suyunu çekinceye kadar kavuruyoruz. Kibrit çöpü şeklinde kestiğimiz havuçları ilave ediyoruz. Havuçları diriliğini kaybedinceye kadar kavuruyoruz. Salçayı ilave ettikten sonra üzerini örtecek kadar su ekliyoruz. Etler yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz. Pirinci yıkayıp etlerin üzerine ilave ediyoruz. Üzerine 3 bardak kaynar su, yeterinde tuz, kimyon, tarcın ve birkaç tane sarımsak dişi ekleyip ağır ateşte suyunu çekinceye kadar pişiriyoruz.
Tereyağını tavada kızdırıp pilavın üzerine gezdiriyoruz. Kapağını kapatarak pilavı 15 dakika dinlendiriyoruz. Karıştırıp servis tabağına alıp servise sunuyoruz.  Afiyet olsun!

вторник, 10 декабря 2013 г.

Vişneli ayva tatlısı

Ayva tatlısı çok seviyorum, ama ayvalara kırmızı renk vermeye bir türlü yapamıyordum. Loğusa şekeri kullanarak bile. Sırrını bilen paylaşsın, çok memnun oluruz. Ama alternatifini  bulduk. Yazdan buzlukta sakladığınız dondurulmuş vişneler varsa (veya marketten alınan), çok şanslısınız.


Vişneleri eritiyoruz. Bir kısmını eziyoruz (vişne suyu için), taneleri ayrı kabına koyuyoruz.
Ayvaları dörde kesiyoruz, iç kısmı bıçakla dikkatlice alıyoruz. Geniş tencerenin dibine ayva çekirdekleri ve ayvaları yerleştiriyoruz. Ayvaların üzerine iyice her tarafından tatlansınlar diye toz şeker serpiştiriyoruz. Karanfiller ve bir çubuk tarçın ve biraz su koyduktan sonra ayvaları orta ateşte tencerede pişiriyoruz. Yarı pişmiş ayvaları borcam tepsi içine yerleştiriyoruz,tepsiye biraz kalan su döküyörüz ve üzerine yine hafif şeker ser piştikten sonra fırına alıyoruz. Ayvalar karamelize olduktan ve tamamen piştikten sonra, tatlımız hazır. Kaymakla ve taze nane yaprakla süsleyip servis ediyoruz. Afiyet olsun!

Dovga çorbası

Kış geldi İstanbula. Bugün kışın ilk kar yağışını gördük. Evimizde de kar gibi, ama içimizi ısıtacak Dovga çorbamızı pişirdik. Sevdiğimiz bir çorba, memleketimin Azerbaycan'ın en güzel çorbalardan biri. Kışa sıcak yenir, yaza serin yenir Dovga çorbası, bol yeşillikli, naneli, nefis...




Tarifini ben Lezzet Dergisinin ayarından kullanıyorum. 4 kişilik aile için uygundur.

Dovga çorbası

   3 su bardağı yoğurt
   1 yumurta
   1.5 çorba kaşığı un
   2 çorba kaşığı kırık pirinç
   1 su bardağı nohut
   Yarım demet ıspanak
   Yarım demet nane
   Yarım demet dereotu
   6 su bardağı su
   Tuz
   Karabiber

Bu özel çorbayı yemek tarifleri listenize eklemeyi unutmayın. Nohudu bir gece öncesinden ıslatın. Ertesi günü bol suyla yıkayıp süzün. Pirinci yıkayıp sıcak suda yarım saat bekletin. Haşlayıp suyunu süzün. Yeşillikleri temizleyip kıyın.

Elenmiş un, yumurta ve yoğurdu çorbayı pişireceğiniz tencerede karıştırın. Azar azar su ilave ederek pütürsüz bir kıvam elde edinceye kadar çırpma teli ile çırpın.

Tencereyi ocağın üzerine alın ve orta ateşte bir taşım kaynayıncaya kadar tahta bir kaşıkla sürekli karıştırarak pişirin. Kısık ateşe alıp haşlanmış nohut ve pirinci ekleyin. Pirinçler yumuşayıncaya kadar pişirin.

Kıyılmış yeşillikleri ilave edip bir taşım daha kaynatın. Ocaktan alıp tuz ve karabiberle tatlandırın. Servis kaselerine paylaştırıp sıcak servis yapın.

Dovga çorbası artık hazır, afiyet olsun.

воскресенье, 8 декабря 2013 г.

Çintar mantarın sotesi

Sonbaharın en güzel gurme sürprizlerdin- çintar mantarı. Hala bazen satışta var. Doğal, kültür olmayan mantar, orman mantarı. Biz de bu mantarı keşfettikten sonra pişiriyoruz artık. En güzel sotesi çıkıyor. Pazar tezgahtan alınca düzgün mantarları seçelim, rengi canlı olsun, çürükler ve bozukluklar olmasın.




750 gr temizlenmiş mantar için 1 büyük soğan halka şekilde kesiyoruz.
Tavada zeytinyağı ısıtıyoruz ve  iri parçalara kesilmiş mantarı soğanla birlikte soteliyoruz. Birkaç diş ince kıyılmış sarımsak ekliyoruz. Tuz ve karabiberle mantarları tatlandırıyoruz. Sıcak sıcak sotemizi servis yapıyoruz.
Afiyet olsun!
ytinyağı ısıtıyoruz ve  iri parçalara kesilmiş mantarı soğanla birlikte soteliyoruz. Birkaç diş ince kıyılmış sarımsak ekliyoruz. Tuz ve karabiberle mantarları tatlandırıyoruz. Sıcak sıcak sotemizi servis yapıyoruz.
Afiyet olsun!

суббота, 7 декабря 2013 г.

Tel şehriyeli domates çorbası

Çocuğumun favorisi- Tel şehriyeli çorbası :)  Çorbanın reklamı gibi geliyor kulağımıza, değilmi? Çorba yiyici kızım sık sık istiyor benden bu çorbanın yapılmasını. Tarifi pratik ve kolay, sizlere de verelim :)




2 çorba kaşığı sıvıyağ
100 gram kıyma
3 adet domates
1 tatlı kaşığı salça
5 su bardağı sıcak su
1 çay bardağı tel şehriye
Tuz

Üzerine: Maydanoz
Şehriye Çorbası Yapılışı
BİR tencereye aldığınız sıvıyağ ve kıymayı kavurun. Kabukları soyulup, rendelenmiş domates ve salçayı ilave edip, kavurmaya devam edin. Sıcak suyu ekleyin, kaynayınca tuz ve tel şehriyeyi katın. Kısık ateşte şehriyeler yumuşayana kadar pişirin. Ocağın altını kapatın ve üzerine kıyılmış maydanoz serpip, sıcak olarak servis yapın.

пятница, 6 декабря 2013 г.

Gavurdağı Salatası

Gavurdağı Salatası. Sofra Dergisinde bulduğum salata tarifi, daha önceden hiç denemedim. Soframıza başka hava veriyor, yanına mutlaka kebab türü birşey ister, lavaş ekmeği de. Piknik hazırlıklar yaparken bu tarifini unutmayalım :)

Gavurdağı Salatası Yapılışı:



2 adet domates
2 adet sivri biber
2 adet taze soğan
4-5 dal maydanoz
1 çorba kaşığı zeytinyağı
6 adet ceviz
2 çorba kaşığı nar ekşisi


DOMATESLERİN kabuklarını soyun ve küp küp doğrayın. Biberleri ve soğanları ince ince kıyın. Bir kabın içinde domates, biber ve yeşil soğanları karıştırın. Üzerine ince kıyılmış maydanozu serpin. En son zeytinyağı gezdirin. Ayıklanmış cevizlerle süsleyin. Servis sırasında nar ekşisi ekleyin.

P.S.: Sofra Dergisine ayrıca çok teşekkürler :)

среда, 4 декабря 2013 г.

Zeytinyağlı Kaparili Pirinçli Havuç

Bu yaz Marmaris tatilinde sevgili kayınpederlerim  kapari topladılar. Zor ve zahmetli iş bu, çok dikkat etmek gerekiyor, kapari dikenli bitkidir. Kaparilerin tomurcuklar çok değerli, ve ne kadar küçük ise, o kadar da pahalı marketlerde satışlarda. Yerli sakinleri kaparinin hem tomurcuklar, hem minik karpuzlara benzeyen meyvelerini, hem de filizlerini yemeğine kullanıyor. Çok da faydalı olduğunu diyorlar. Kapariler topladıktan sonra şişelere dolduruyoruz, ve her gün suyu değiştiriyoruz. Biraz da tuz ekliyoruz.  Acılığı gidince kaparileri sirke ile tatlandırıyoruz. Kapariler balık yemeklere inanılmaz yakışır, hem kahvaltılara, hem de salatalara. Akdeniz havasını veriyor yemeklere.

Geçen tarifleri araştırırken böyle değişik bir yemek tarifi bulduk, sizlere de veriyorum:

Zeytinyağlı Kaparili Pirinçli Havuç




4-6 kişilik

8 adet havuç
4 çorba kaşığı kapari
yarım demet taze soğan
1 çay bardağı zeytinyağı
1 adet kesmeşeker
1 su bardağı sıcak su
1 kahve fincanı pirinç
tuz

Havuçları soyup verev doğrayın ve kenara alın. Taze soğanı temizleyip ince kıyın. Zeytinyağını bir tencereye alıp taze soğanın beyaz kısımlarını tencereye ekleyin. Üzerine havuçları ilave edin. Taze soğanın yeşil kısımları, pirinç, kesmeşeker ve tuzu da tencereye ekleyin. Kapağını kapatıp çok kısık ateşte arasıra tencereyi sallayarak, havuçları yarı yarıya yumuşayana kadar pişirin. Daha sonra suyunu ilave edip pişmeye bırakın. Havuçlar ve pirinç yumuşayıncaya kadar pişirin. Ocaktan almadan önce kaparileri yemeğe ekleyin. 2 dakika daha pişirip ocaktan alın. Ilık ya da soğuk olarak servis yapın.


Denedik de beğendik. Sizlere de afiyet olsun!

вторник, 3 декабря 2013 г.

Narlı Roka Salatası

Sonbaharın bereketli meyvelerin birisinden, nardan, Narlı Rokalı Salata yapalım. Kıpkırmızı yakutlar gibi yeşillikler arasında, hoş ve en süslü salatalardan biri. Tazelik hissi veriyor sofralarımıza. Buyurun, siz de bu lezzetli salatayı da deneyin.

Narlı Roka Salatası:
















Gerekli malzemeler:

1 demet roka
6-7 Çengelköy salatalığı
1 çay bardağı yerfıstığı
1 adet nar
100 gr beyaz peyniri

Sos için:

yarım limon suyu
yarım çay bardağı zeytinyağı
1 çorba kaşığı nar ekşisi

Rokayı yıkayıp suyunun süzülmesi için süzgeçe alıyoruz. Servis tabağına yerleştiriyoruz. Salatalıkları halka halka doğrayıp rokanın üzerine yayıyoruz. Nar taneleri ve yer fıstıkları ile birlikte salataya ekliyoruz. Beyaz peyniri küp küp kesiyoruz ve salatanın üzerine serpiştiriyoruz. Sos için zeytinyağı, limon suyu, nar ekşisi ve tuzu iyice karıştırıyoruz. Sosu salatanın üzerine gezdirip servis yapıyoruz. Afiyet olsun!

среда, 27 ноября 2013 г.

Ev yapımı nar ekşisi


20 adet olgun nar
1 çorba kaşığı seker
2 çorba kaşığı limon suyu
1 tatlı kaşığı sirke

1) Narları kesip, tanelerini çıkarın. Meyve sıkacağında suyunu çıkarın.

2) Nar suyunu, şeker, limon suyu ve sirkeyle birlikte bir tencereye boşaltın. Tencereyinin kapağını kapatmadan, yüksek ateşte 10 dakika kaynatın.

3) Ocağınızın ısı ayarını yarıya indirdikten sonra, nar ekşisini 20 dakika daha pişirin. Soğumaya bıraktıktan sonra, kavanoza doldurup, buzdolabına koyun.

вторник, 26 ноября 2013 г.

Ayva Aşı (Antep Mutfağı)

Havalar soğuyor, gelen hafta kar yağacak diyorlar. Biz de içimizi ısıtacak, mutfağımızı saracak mis gibi kokulu Ayva Aşı yapalım.  Antep yemeğidir bu. Ayvalarımız bol bu yıl, özellikle de ekmek ayva çok.. Neler neler yaparız, ayva tatlısını, kompostolar, reçeller, ayvalı turtalar, marmelatalar...

Şimdi ise Ayva Aşı ile başlayalım. Yanına da sevdiğiniz pilav türü :)

6 kişilik Ayva Aşı için gerekli malzemeler:


1 kg kuzu kuşbaşı
1 çorba kaşığı domates salçası
4 orta boy ayva
2 soğan
1 tatlı kaşığı yenibahar
1 tatlı kaşığı karabiber
2 çorba kaşığı nar ekşisi
2 çorba kaşığı zeytinyağı
Tuz

Ayvaları soymadan uzunlamasına dilimleyip çekirdeklerini temizleyin. Etlerin pişme süresi kadar limonlu suda bekletin.

Soğanları soyup kıyın. Yağı bir tencereye alıp ısıtın. Soğanı ekleyip pembeleşinceye kadar kavurun. Kuşbaşı etleri ilave edip yumuşayıncaya kadar karıştırarak pişirin. Gerekirse çok az su ilave edin. Salça ve baharatı  ekleyip birkaç dakika daha pişirin. Ayvaları ilave edip sadece 1-2 dakika pişirin. En son nar suyunu ekleyip ocaktan alın. Pilavla sıcak servis yapın.

Nar ekşisini İzmir'in yakınlığında bulunan Şirince Köyünde bu sonbahar aldık. Ev yapımı, çok lezzetli, tevsiye ederiz. Afiyet olsun!


Ispanaklı ve kuru üzümlü zeytinyağlı salata

Dün akşam aileme yemyeşil, çok sağlıklı bir salata hazırladım. Ispanağı pek beğenmeyen kızım bile yedi. Sizlerle de paylaşıyorum, sevgili dostlar :)

Ispanaklı ve kuru üzümlü salata



Malzemeler:

2 yemek kaşığı zeytinyağı
3 yemek kaşığı çam fıstığı
2 diş sarımsak
500 gr ıspanak
3 yemek kaşığı kadar kuru üzüm
Tuz
Taze çekilmiş karabiber




Zeytinyağımızı tavada ısıtıyoruz ve çam fıstıkları hafifce kavuruyoruz. Fıstıkları ayrı tabağına alıyoruz.

Tavadaki yağında ince kıyılmış sarımsakları biraz çevirip, yıkanmış ve irice doğranmış ıspanakları koyuyoruz.
Ispanakları hafif diri kalacak şekilde orta ateşte pişiriyoruz. Kuru üzümleri ve kavurulmuş çam fıstıkları da ekliyoruz, 2 dakika daha pişirip, tuz ve karabiberle tatlandırıyoruz. Afiyet olsun!  

воскресенье, 24 ноября 2013 г.

Lezzetleriyle ünlü: Tarihi fırınlar

Hepsi ikinci ve üçüncü kuşaklar tarafından aile geleneğinin devamı olarak yönetiliyor. Hepsi tek, şubeleri yok… İstanbul’un dört bir yanındaki, dört farklı tarihi fırını gezdik bu ay. Kah kurabiyeleriyle, kah börekleriyle ünlü bu fırınlar yıllardır müdavimleriyle varlıklarını sürdürüyor. Biz tattıklarımıza doyamadık, hepsini gönül rahatlığıyla tavsiye ediyoruz.



Büyükada  Fırını – 1978
İlk kez 1978 yılında Büyükada’daki saat meydanında Rum usta Nikomondi tarafından açılmış. Hüsiyen Karayaprak da 15 yıl Rum ustanın yanında çalışmış, işi birinci elden öğrenmiş. Tek şube olarak başlayan üretim hayatına daha sonra bugünyü yerine, Recep Koç Caddesi’ne taşınarak devam etmiş. Bu ara Nikomondi usta işi Hüseyin Bey’e devretmiş. Halen adalara özgü Rüm-Ermeni geleneğine göre yapılan Kalçunya, Yumurtasız kek, ve kurabiyeleriyle ünlü. Kalçunya, incirle hazırlanan bir kurabiye çeşidi. Lokumlu da adı gibi lokumla yapılıyor. Sakızlı, tarçınlı, anasonlu, limonlu, portakallı, karanfilli karanfilli kurabiyeler de Büyükada Fırını spesiyalleri. Vanilyalı ismi verilen üzümlü gevrek bu adreste bulunması alışılagelmiş tatlardan bir diğeri. Kruvasan, Patlıcanlı Çörek, anasonlu peksimet, Paskalya çöreği, galetalar, halkalar, portakallı ve bademli şose burayı özel kılan lezzetler. Portakal tranş dedikleri sadece portakal dilimlerinin şekerli özel bir formülle tatlandırılmışını da tavsiye ederim. Rumların perhiz dönemlerinde çıkarılan yumurtasız kek, sıvıyağ, ceviz ve balla hazırlanıyor. Çünkü bu dönemde yumurta ve katı yağlar yenmiyor.  Büyükada’ya gittiğinizde uğramadan geçmeyin.
Adres Recep Koç Cad. No: 18 Büyükada
Telefon: 0216 382 43 03
7- 8 Hasan Paşa Fırını – 1900
1905 yılında vefat eden Hasan Paşa, Osmanlı’da bir jandarma erliğinden Abdülhamit II’nin mareşalliğine kadar yükselmiş bir asker ve yöneticiymiş. Okuma yazması olmadığından imzasını eski dilde, yani Arapça’da 7 ve 8 yazıp ortasına bir çizgi çekerek atarmış. Bu rakamların birleşimi Hasan anlamına gelirmiş. Bu yüzden de tarihte 7-8 Hasan Paşa olarak bilinmiş. Görevi sırasında Beşiktaş civarında mülkler edinmiş. Bunlardan biri de şimdiki 7-8 Hasan Paşa Fırını. O zamanlar da fırın olarak faaliyet göstermiş, ne mutlu ki hala Beşiktaş Çarşısı’nda ve dimdik ayakta duran, lezzetiyle ünlü mü ünlü büyük bir fırın. Gittiğimiz gün bizi Zeki Kaval karşıladı, taş fırın ve taş tezgahların önünde ürünleri anlattı. Ekmeğin her çeşidi sabah 04.00′den itibaren çıkmaya başlıyor. Kandil simidi ve simit çeşitleri, sadece simit fırını olsa ancak bu sayıda çıkarılacak kadar çok üretiliyor. Ancak 1980 yılından bu yana bütün unlu mamuller de üretilmeye başlanmış. Acıbadem örneğin bunlardan biri; ağızda böylesine dağılanını daha önce yememiştim. Portakallı, elmalı, muzlu, üzümlü, susamlı, kakaolu kurabiyeleri çok meşhur. Galeta ve peksimet çeşitleri, kruvasan, ponçik, pizzalar, börekler… saymakla bitmiyor. Hepsinin çıktığı bir zaman var. Sabah 07.30′dan itibaren ekmekler, 14.00′den itibaren kurabiyeler, sonra galetalar, 17.00′den sonra da Avrupa usulü kurabileyer satışa sunuluyor. Ayrıca fırında her ürünün belli bir limiti var, onun dışında üretim yapılmıyor.  Bütün ürünler yıllardır aynı özenle pişiriliyor burada ve aynı tevazuyla sunuluyor. Nice yıllar sürmesi dileğimle…
Adres: Şehit Asım Cad. No: 12 Beşiktaş
Telefon: 0212 261 97 66
Tarihi Harbiye Fırını – 1948
Pangaltı’daki Tarihi Harbiye Fırını’nı Tijen İnaltong’dan öğrendim. 30 yıldır bu fırının belkemiği Hüseyin Kelleci ve Orhan Kelleci karşıladı bizi. Hemen çay ikram edip sorularımızı yanıtlamaya başladılar. Üçüncü kuşak sahibi Salih Karakaşmış. Bu fırını ünlü yapan en önemli şey yıllardır Çay bisküvisi imiş. Hepimiz çocukluğumuzdan biliriz, kıvrık ve kıtır bir kurabiyedir. Rumlar Çay kurabiyesini çok alırmış; Kurlaki derlermiş ona. Yıllardan beri, Tijen Hanım’ın da beğendiği Ponçik üretiliyor Harbiye Fırını’nda. İçi ayva ya da elma marmelatlı… Her zaman Paskalya çöreği var. Ama bu çöreğin yuvarlak olanı sadece yılbaşında Yılbaşı pidesi olarak çıkıyor, adı Varsilyo. Bir de sadece 31 Aralık günü simitten kuşlar satılıyor çeşit çeşit. Peksimetler, halkalar, galetalar dizi dizi… Bir tek ekmek yapılmıyor. Ama poğaçalar, börekler, birbirinden leziz tarçınlı, portakallı, anasonlu kurabiyeler sizi bekliyor.
Adres: Ergenekon Cad. No: 51 Pangaltı
Telefon: 0212 246 47 32
Tarihi Kireçburnu Fırını – 1947
İkinci kuşak sahibi Osman Bostancı’nın işlettiği tarihi bir fırının daha kapısını çalıyoruz. Ahşap dekorasyonuyla sıcacık, aşınmış değil ama eski havasını hemen alıveriyoruz içeriye girince. Zaten meşhur, pek çok “ilk on” listesinde ilk sıralarda yer alan böreklerini görüyoruz hemen. Üsküdar böreğinin hepsinin içinde ayrı bir yeri var; rahmetli Sakıp Sabancı bu böreğin meraklısıymış. Poğaçası yıllardır değişmemiş, böreklerinin lezzeti değişmemiş. Çay kurabiyesi ve un kurabiyesi 40 yıldır aynı nefasette. Galetaları, peksimetleri, bezesi, kandil simidi ve halkası meşhur. Aslında her şeyi meşhur 1957 yılından beri. İşin sırrı, sahibinin damak zevkine düşkün olmasında, Osman Bey öyle diyor. Çikolatayla kaplı Kestane şekerini deniyoruz, çok başarılı. Cevizli ev baklavasının içi, Safranbolu’dan özel olarak getirdikleri cevizle tıka basa doldurulmuş. Müthiş lezzetli bir şey. Tarihi Kireçburnu Fırını’nı uzak bulanlar için artık marketlerde paketli ürünleri satılıyor, bilginiz olsun. Ama baklavası, böreği için bir gün mutlaka uğramalısınız.
Adres: Kefeliköy Caddesi No: 21 Sarıyer
Telefon: 0212 262 10 59
Kaynak: Mart 2006, Lezzet Dergisi
Yazı: Aslıhan Işın Ekinci, Foto: Ozgür Bakır

вторник, 19 ноября 2013 г.

Kore usulü havuç

Bugün değişik bir tarifi paylaşmak istiyorum. Kore usulü havuç. Aslında bu Rusya'da yaşayan kore'lerin tarifi, ama hem Rusya'da, hem de başka Eski Sovet Devletlerin bazlierinde yayılmış olan bir salata türüdür.
Havuçları uzun şeritler haline rendelemek için bize özel rende gerekiyor. Bana arkadaşım Ukrayna'dan getirdi, ben onu kullanıyorum. Ama rende yoksa, uzulmeyin, benzer şekilde şeritler patates soygaçı kullanarak elde edebilirsiniz.

Havuçlarımızı rendeliyoruz, geniş borcam içine yerleştiriyoruz.

Tuz ve biraz toz şeker ekleyip, baharatlardan da karabiber ve muskat cevisi, biraz sirke ve rendelenmiş sarımsak salatımıza  koyduktan sonra, herşey iyice karıştorıyoruz.
Cezve içinde bir kahve fincan kadar zeytinyağımızı ısıtıyoruz, sonra salatımızın üzerine döküyoruz.
Tekrar karıştırıyoruz.




Borcamı streç filmle sarıp, bir kaç saata buzdolabda bekletiyoruz. Böylece kore havucu içinde baharatlarını ve tuzunu daha iyi çeker.











Kore havucu salata olarak masanıza konabilir, ayrıca da sendviçlere de yakışır. Affiet olsun!

вторник, 5 ноября 2013 г.

Ev yapımı zeytinler

Sevgili dostlar, zeytinci bir ailenin üyesi olarak sizlerle bizim ev yapımı zeytin tarifini paylaşmak istiyorum. Hem de yakın zamanlarda bağlarda zeytin hasadı da başlıyor ve yeni sezon zeytin yapıp evde kendi zeytininizi kendiniz yapıp bu zevki sizler de yaşayabilirsiniz.

Ege bölgesinin bazı yerlerinde şu an yeşil zeytin olarak pazarlarda ve çarşılarda bulunur. Zeytinleri taneleri sağlam, sert etli, düzgün olarak seçmeye dikkat edelim.

Ailemizde eşimin anne taraftaki kadınlar çok güzel zeytin yapıyorlar. Ben de onların ki kadar lezzetli zeytinler yapmaya çalışıyorum.




Sevgili kayın validem tuz miktarını göz kararı ile ayarlar. Tamamen kendi damak tadına uygun, ve bence de en doğrusu budur. Zeytinlerimiz ne çok tuzlu, ne de çok ekşi olmalıdır. Denge çok önemlidir.

Önce Yeşil zeytinlerimizi iyice bol suda yıkıyoruz, sonra da büyük kavanozlara koyuyoruz (herhangi temiz 5 litrelik su bidonları da kullanabiliriz), daha sonra duru suyu ile kavanozlarımızı sonuna kadar dolduruyoruz. Zeytinlerin acısını  gidermek için bidonların içindeki suyu her gün değiştiriyoruz. 2 hafta sonra zeytinlerin tadına bakıyoruz. Acısı tamamen gittikten sonra zeytinleri tatlandırmaya geçebiliriz.


Tuz oranı 1 litre suya 1,5 yemek kaşığı kaya tuzu ve 1 tatlı kaşık limon tozu katarak  karıştırıyoruz. Tadına bakıyoruz, tuzu veya limon tozu gerekli ise artırıyoruz. Cam kavanozlar içine zeytinler ve limon dilimleri (tat, aroma ve hoş görüntü için) yerleştiriyoruz. Kavanozları hazırlanmış tuzlu su ile dolduruyoruz ve en üst kısmına da bir miktar zeytinyağı döküyoruz. Zeytinyağı kavanozumuzu küf oluşumundan da korur.

Ben bazen değişiklik olsun diye kavanozların içine defne yaprağı da koyarım. İstersiniz birkaç damla sirke de ekleyerek zeytinlere güzel bir tat verebilirsiniz.

İki hafta kadar sonra zeytinlerimiz kahvaltıya hazır duruma gelmiş olacaktır.

Afiyet olsun!



Not.: Eğer Akhisar usulü zeytin yapmak istersiniz, yıkadıktan sonra onları çekiçle çatlatabilirsiniz, sonra da aynen önceki tarifte olduğu gibi zeytinleri yapabilirsiniz.

Evimizde çok sık uyguladığımız zeytin yapımı yöntemidir bu ve lezzetli olduğunu için zeytinleri kısa sürede tüketiyoruz. 

понедельник, 4 ноября 2013 г.

Bloguma hoşgeldiniz!

Merhabalar, değerli ziyaretçiler!

Benim adım Yuliya.
Bugün nihayet Türk dilinde blogumu başlatmaya karar aldım. Daha önceden Rusça olarak Türkiye'nin Zeytin ve Zeytinyağı hakkında tanıtım amaçlı  www.olivium.ru adlı blogumu yazmaya başlamıştım, ve severek devam ediyorum. Benden soruyorlar, neden Rusça? Haydi bir tane de Türkçe de yap. Ve işte bugün başlıyorum :)



Bu arada, rusça sayfamı ziyaret etmek isteyenler onu translate.google.com kullanarak Türkçeye çevirebilirler.


Merak duyduğum konuları Türkçe kaynaklardan çevirip, blogumda Rus okurlarla buluşturuyorum.


Türkiye'de yaşarken çok çeşitli konular ilgimi çekiyor, tarih, edebiyat, sanat gibi konular, ve tabii ki, yerli mutfak kültürü ve gelenekler. Onları araştırmak ve yeni bilgiler öğrenmek beni mutlu ediyor.

Sayfamıza hoş geldiniz!